top of page
Search

~ unutmak ve hatırlamamak.

2012 yılında "unutmak ve hatırlamamak farklı şeylerdir." diye bir laf etmiş, fakat bu iki kavram arasındaki farka ilişkin ne sözlüklerde ne de akademik yayınlarda herhangi bir bilgiye rastlayamamıştım. yalnızca kelebeğin rüyası filminde şair, unutmak ve hatırlamamanın farkına dikkat çekiyor, fakat bir açıklama yapmıyordu.


bu beylik lafın ve benim karışık düşüncelerimin üzerinden yıllar geçtikten sonra, fakültede ziyaret ettiğim eski bir hocam sohbetimiz sırasında anlattığı bir anısıyla, benim tam da bu konudaki merakıma son derece aydınlatıcı ve ikna edici bir açıklama getirmiş oldu.


princeton üniversitesi'nde osmanlı tarihi üzerine çalışmalar yapan ve türkçe'ye hakimiyetiyle bilinen oryantalist profesör bernard lewis, birçok türkçe şiirin ingilizce'ye çevirisini yapmıştır.


bernard lewis, cahit sıtkı'nın "ölümden sonra" adlı şiirinde geçen "nasıl hatırlamazsın o türküyü?" dizesini ingilizce'ye "how could you ever forget that song?" şeklinde çevirir.


bu çeviride "hatırlamamak" kelimesi yerine, "not remember" değil de "forget" kelimesinin kullanılmış olması hocamın dikkatini çeker. ve bu çeviri hakkındaki düşüncesini, türkçe'ye birçok shakespeare çevirisi de yapmış olan talât halman'a sorar.


bernard lewis'i yakınen tanıyan talât halman, çeviride "forget" kelimesinin kullanılmış olmasının lewis'in bilinçli tercihi olduğunu belirterek sebebini şöyle açıklar:


"unutmak insani, hatırlamamak patolojik bir şeydir."



- - -


Ölümden Sonra*


Öldük, ölümden bir şeyler umarak.

Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.

Nasıl hatırlamazsın o türküyü,

Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,

Alıştığımız bir şeydi yaşamak..


Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;

Yok bize arayan, soran kimsemiz.

Öylesine karanlık ki gecemiz,

Ha olmuş ha olmamış penceremiz;

Akarsuda aksimizden eser yok.

...


After Death**


We died, hoping for something from death

In a great void the charm was broken

How could you ever forget that song?

A piece of sky, a tuft of boughs, a bird’s feather -

Living was a habit we had acquired.


Now there is no news from that world

Nobody misses us or asks for us

It is so dark here, that at night

Window or no window, it is all the same,

In the flowing water there is no trace of our reflection.



* Cahit Sıtkı Tarancı

** Translated by Bernard Lewis in The Penguin Book of Turkish Verse

bottom of page